Romatizma çocuklar dahil olmak üzere her yaş grubundan kişide görülebilen, kas, iskelet ve bağlardan oluşan hareket sisteminde oluşan ağrı ve hareket kısıtlılığı ile birlikte seyreden kronik bir hastalıktır. Bazı durumlarda iç organları da etkileyen bu hastalık bilinenin aksine hava olaylarının neden olduğu bir rahatsızlık değildir. İltihaplı romatizma ve iltihapsız romatizma olarak kabaca ikiye ayrılsa da, romatizmanın pek çok farklı alt türü bulunur.
Romatizma neden olur?
Romatizmal hastalıklar vücuttaki hareket sisteminin bir parçası olan eklem, kas, kemik ve bağları etkileyen hasarlanmadır. Romatizma genel olarak genetik geçişli olup sebebi tam olarak anlaşılamamış olsa da iltihaplı romatizma ve iltihapsız romatizma çeşitlerinin sebepleri de farklıdır. İltihaplı olan romatizma tiplerinin genetik geçişli olduğu düşünülse de bu hastalığa neyin sebep olduğu henüz anlaşılamamıştır. Ancak iltihapsız romatizmaya çoğunlukla genetik faktör, eklemin aşırı yıpranması, fazla kilo, spor yaralanmaları ve travmalar sebep olabilir. Çevresel faktörlerin yanı sıra tüm romatizma tiplerinde cinsiyet ve yaş da oldukça önemlidir.
Romatizma çeşitleri
Eklem romatizması olarak bilinen Romatoid Artrit nedeni bilinmeyen, kronik seyirli ve sistemik iltihaplı bir hastalıktır. Pek çok eklemi aynı anda etkilemesi sonucu şekil bozukluklarına ve sakatlanmalara sebep olur. Hayat kalitesini oldukça düşüren eklem romatizması iltihaplı bir hastalık olması nedeniyle zaman zaman organ tutulumları da görülür. Toplumda görülme sıklığı %0.5 ile %1 aralığındadır ve her yaşta görülebilir olsa da çoğunlukla 30 ile 50 yaş aralığında başlar. Kadınlarda erkeklere oranla iki-üç kat fazla görülür. Sebebi tam olarak bilinmese de genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu kabul edilir. Çevresel faktörler arasında sigara kullanımı eklem romatizmasının en büyük risk faktörünü oluşturur. Hastaların yaklaşık %70'inde birkaç haftada gelişen hafif ateş, hâlsizlik, kilo kaybı, yorgunluk ve eklem ağrısı hastalığın ilk belirtileri arasında yer alır. Eklem ağrıları çoğunlukla uyku ve istirahat sonrası hissedilir. Sabah tutukluğu en önemli bulgular arasında yer alır.